Çalıştaylarımız

İletişim Türk bilim insanlarından medyaya `engelsiz erişim için çeviri` daveti Ankara

Hem medya kuruluşlarına hem de bu alanda çalışanlara, Türkiye`deki ve dünyadaki son gelişmelerin aktarıldığı platform oluşturmayı hedefleyen "Görsel-İşitsel Medyaya Engelsiz Erişimde Kalite Çalıştayı", 9 Aralık`ta Bilkent Üniversitesinde düzenlenecek. 

Çalıştay, Hacettepe Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Kaya, Bilkent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Okyayuz, Bilkent Üniversitesi Konferans Çevirmenliği Programı Koordinatörü Ebru Kanık, İstanbul Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necdet Neydim ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Şerife Dalbudak, Hacettepe ve Bilkent üniversiteleri rektörlerinin himayelerinde ve TÜBİTAK`ın katkılarıyla düzenlenecek.

Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Prof. Dr. Mümtaz Kaya, çeviribilimin odağındaki "engelsiz erişim" kapsamında uygulanan çeviri türlerinin artışının heyecan verici olduğunu ifade etti.

"Çeviribilim" kapsamında "engelsiz erişim" için yapılan çeviri türlerinin giderek yaygınlaştığına işaret eden Kaya, bu türlerin "ayrıntılı altyazı çevirisi", "işaret diliyle görsel-işitsel çeviri", "sesli betimleme", "canlı altyazı çevirisi" ve "üstyazı çevirisi" olduğunu söyledi.

Bu konudaki araştırmaların yalnızca çeviribilim açısından değil, her şeyden önce sosyal ve toplumsal açıdan önemli olacağını vurgulayan Kaya, Türkiye`de "engelliler için çeviribilim" konularının geçmişte amatör ruhla sürdüğünü ve daha sonra üniversitelerde bu alana yönelik akademik derslerin yoğunlaştığını dile getirdi.

"Genç çevirmenler açılımlara sahip çıkmalı"

Ebru Kanık da engellilerin etkin, etkili ve doyurucu bir biçimde medya ürününe erişimini gerçekleştirmenin önemine dikkati çekerek, "Engellilerin erişemedikleri bilgi ve eğlence kaynaklarının anlaşılması onların yaşamı için çok değerli." dedi.

Türkiye`deki çeviribilim bölümlerinin "engelsiz erişim" kapsamındaki yeni çeviri türlerini tanıtmaları, kaliteli çeviribilim uygulamalarının teknik ve stratejilerini araştırmaları, bu konulara destek verecek projeler geliştirmesinin önemine işaret eden Kanık, "Ne yazık ki bu konudaki çalışmalarımızın sayısı, Avrupa ve ABD`ye kıyasla çok az. Genç çevirmenlerin de alana ve açılımlara sahip çıkması, bu yeni alanlarda kendilerini eğitmeleri, ilgileri varsa bu alanlara yönelerek katkı vermeleri önemli. Esasında bir uzmanlık alanının geleceği, o alanda yetişen yeni neslin ve onları eğiten uzmanların elinde." diye konuştu.

"Engelsiz erişimde yeni dönem başlıyor"

Doç. Dr. Şirin Okyayuz da televizyonun, her girdiği eve ortak bir kültür, ortak bir payda, ortak bir alan getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Şimdi televizyonda engelliler ve toplum için ikinci açılım zamanı. Medya aracılığıyla engellilerin toplumla daha yakından bütünleşmesi için yeni bir dönem başlıyor. Yeni çeviri tekniklerinin televizyonlarda yaygınlaşmasıyla sağır, işitme engelli, görme engelli grupları hem toplumla hem de birbirleriyle iletişime geçebilecek. Böylece Türk toplumunun engellilik hakkındaki kültürleşmesi sağlanacak. Medya tüm bu kültürleşme sürecine katkı verecek yegane araçlardan bir tanesi olacak. "

"Engelsiz erişim" uluslararası belgelere ve ulusal mevzuata yansıdı

Türkiye`de "engelsiz erişim" için sesli betimleme çalışmalarının Sesli Betimleme Derneği (SEBEDER) ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gönüllülük çalışmaları ile başladığını dile getiren Okyayuz, daha sonra SEBEDER`in girişimleri ve medya sağlayıcılarının destekleri, sonrasında da RTÜK`ün bu konudaki düzenlemesiyle engellilerin sosyal ve kültürel hayata katılımlarını sağlamak için erişilebilir medya hizmetleri sunulmasının yasal zorunluluk haline getirildiğini söyledi.

Okyayuz, RTÜK`ün Sağırların, İşitme Engellilerin ve Görme Engellilerin Görsel-İşitsel Medya Hizmetlerine Erişiminin İyileştirilmesi Çalıştayı`nın ardından 11 Ekim`de medya kanallarında engelsiz erişime ilişkin düzenlemenin Resmi Gazete`de yayımlandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bu düzenleme ile sağırların, işitme ve görme engellilerin yayın hizmetlerine erişimini sağlamak amacıyla engelli dostu programların yayın süresi, medya hizmet sağlayıcının aylık yayın süresi toplamı konusunda medya kuruluşlarına yükümlülükler getiriliyor. RTÜK`ün bu düzenlemesi ile medyaya engelsiz erişim konusunda çalışan mütercim-tercümanlık mesleği başka bir yere doğru evrilecek. Kısıtlı sayıda uzmanın yer aldığı bu alan çok aranılan bir meslek dalı olacak."

Çalıştay daveti

Çalıştayın, Türkiye`de bu alanda çalışanların bir araya gelerek medya hizmetlerine engelsiz erişim için nitelikli çeviri konularına odaklanacağını dile getiren Okyayuz, bu kapsamda çalıştaya Avrupa`da konuyla ilgili çalışmalara imza atan akademisyenler Prof. Dr. Pilar Orero, BBC ve Netflix gibi kurumlarda konu danışmanlığı yapan Prof. Dr. Pablo Romero-Fresco ve Birleşmiş Milletler-ITU temsilcisi Simao Campos`un katılacağını bildirdi. 

Medyada engelli diline dikkat 

Çalıştayı destekleyen katılımcılardan Cumhurbaşkanlığında engelliler üzerine çalışmalar yapan uzman Nur Banu Öztürel de "engelliler ve medya" denildiğinde aslında birçok birbiriyle bağlantılı ama farklı konudan söz edildiğini anlattı. 

Medyanın engellilikle ilgili dolaşıma soktuğu imajlar, söylemler ve kullandığı dilin söz konusu engelli toplumları olumlu anlamda etkileyecek nitelikte olmayabildiğine işaret eden Öztürel, engellilerin "zayıf", "bağımlı" ya da "yardıma muhtaç" kişiler ya da "insanüstü çabalar gösteren kahramanlar" olarak resmedilebildiğini söyledi.

Öztürel, bu kapsamda düzenlenecek GİMEK çalıştayının, Türkiye`de medyada engelsiz erişim konusunda çalışan akademisyenlerin yanı sıra medya organlarının, kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini, dünyada bu alanda çalışmalarda bulunan başarılı isimlerle buluşturacağını, bu buluşma sonrasında konunun daha berrak bir görünürlükte değerlendirileceğine inandığını kaydetti.

Habere erişim için; https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turk-bilim-insanlarindan-medyaya-engelsiz-erisim-icin-ceviri-daveti/1659802

RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu)-Sağırların, İşitme ve Görme Engellilerin Görsel-İşitsel Medya Hizmetlerine Erişiminin İyileştirilmesi Çalıştayı Sonuç Bildirisi

RTÜK ve Engelsiz Erişim

Engelli olmak, bireylere toplumsal hayatta çoğu zaman dezavantaj
oluşturur. Engelli bireyler, toplumsal hayatın çeşitli alanlarında
ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Bu nedenle, engellilere yönelik
yapılacak düzenlemeler, onların hayatlarını kolaylaştırmak açısından
çok önemlidir.
Şüphesiz ki, yapılacak düzenlemeler yalnızca eğitim, sağlık gibi
alanlarla sınırlı kalmamalı, medya alanında da engellilere yönelik gerekli
iyileştirmelerin yapılması bir lütuf değil bir haktır.
Haber alma hakkının öncelikli haklardan olmasının yanında, eğlence
ve benzeri diğer içeriklere erişimin kolaylıkla sağlanabilmesi gerekir.
Bu anlamda dünyanın her yerinde öncelikle farkındalık oluşturmak ve
uygulamaları arttırmak için ortak çalışmalar hayata geçirilmektedir.
Ülke olarak 2008 yılında imzaladığımız Birleşmiş Milletler Engelli
Hakları Sözleşmesi’nde, “Taraf devletler, engellilerin tüm iletişim araçlarını
tercihlerine bağlı olarak kullanabilmesi, bilgi ve fikirleri araştırma, alma
ve verme özgürlüğü dahil düşünce ve ifade özgürlüğünden diğerleriyle
eşit bir şekilde yararlanabilmesi için uygun tüm tedbirleri almalıdır.”
hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla RTÜK ve tüm medya hizmet sağlayıcı
kuruluşlar bu maddenin muhatabı durumundadır.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, engellilerin yayın hizmetlerine
erişimlerinin iyileştirilmesi için önemli adımlar atmıştır ve atmaya devam
etmektedir. Engellilere yönelik çalışmalar, 2007 yılında “Özürlülerin
Televizyon İzleme/Dinleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması” ile
başlamıştır.
2011 yılında yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da yer alan “Engellilerin
ve yaşlıların yayın hizmetlerine ve yeni teknolojilere erişimini
kolaylaştırmak amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını teşvik etmek.”
hükmü ile bu konudaki ilk yasal düzenleme yapılmıştır.
2014 yılında “Yayın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”
değişiklikleri yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğe göre, engellilerin yayın
hizmetlerine diğer bireylerle eşit koşullarda erişimini sağlamak amacıyla;
TRT kanallarında yayınlanan sinema ve televizyon için yapılmış filmler,
diziler ile haber programlarında; üç yıl içinde yüzde otuza, beş yıl içinde
yüzde elliye ulaşılacak şekilde işitme engellilere yönelik altyazı hizmeti
seçeneğine yer verilmesi zorunlu hale gelmiştir. Aynı zorunluluk ulusalkarasal
yayın lisansına sahip özel medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar
için de getirilerek, yayınlarda üç yıl içinde yüzde yirmiye, beş yıl içinde
yüzde kırka ulaşılacak şekilde düzenlenmiştir.
Ancak uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle Üst Kurulumuz, 2016-
2020 Stratejik Planına “Dezavantajlı birey ve grupların medya
görünürlüklerinin arttırılması, sağlıklı temsillerinin oluşması ve yayına
erişim şartlarının iyileştirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak”
faaliyetini ekleyerek, gerekli yönetmelik çalışmalarına temel oluşturacak
bir çalıştay kararı almıştır.
İlgili tarafların katılımıyla düzenlediğimiz çalıştayımızın ve
duyurduğumuz sonuç bildirgesinin öncelikle ilgili medya kuruluşları ve
toplumumuzda farkındalığı arttırmasını temenni ediyor, katılım sağlayan
ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.
Görme ve işitme engellilerin yayın hizmetlerine erişiminin çok daha
kolay olduğu ekranları görme temennisiyle saygılar sunuyorum.

Prof. Dr. İlhan YERLİKAYA

RTÜK Başkanı

 

GİMEK (Görsel-İşitsel Medyaya Engelsiz Erişimde Kalite Çalıştayı)

Prof. Dr. Mümtaz Kaya 2019’da, RTÜK’ün bu konuda düzenlediği bir panelde yaptığı
konuşmasında konuyu şu şekilde özetlemiştir:


Avrupa Birliği Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi Madde 7 şöyle der: ‘…üye
devletler, yargı yetkileri altındaki medya hizmet sağlayıcılarının hizmetlerini, görme ve
işitme engelli kişilere aşamalı olarak erişilebilir kılmayı sağlamalarını teşvik
edeceklerdir’. Bu maddeden anlaşılacağı üzere, dünyada ve tabii ki akademik
camiada da, yaklaşık yirmi yıldır artan yoğunlukta, engellilerin yayınlara erişim
haklarının gerçekleşmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca, ülkemizin de
onaylamış olduğu ve engellilerin bu çalışmalar içinde mutlaka yer alması gerektiğini
vurgulayan ‘biz olmadan bizim için asla’ ilkesi ile yürüyen Birleşmiş Milletler Engelli
Hakları Sözleşmesi’nin odak noktası engellilerimizdir.


Konuya ilk önce karşılaştırma yapmak amacıyla, dünyadaki bazı ülkelerin engelli
erişim oranları ile başlamak isterim. […] Ülkeler bağlamında bakıldığında, örneğin
Belçika’da tüm programların %80 oranında ayrıntılı ve/veya canlı altyazı ile verildiğini
görüyoruz. Bu oran Çek Cumhuriyeti’nde %70 iken Finlandiya’da 2016’da %100
olmuştur. Macaristan’da ise dört saat altyazı ve işaret dili uygulaması ile başlanmış,
aşamalı olarak işaret dili arttırılmış, 2015’te ise her program altyazı ile verilmeye
başlanmıştır. 2011-2013 yılları arasında, İspanya’da kamu hizmeti yayıncılarından
%50’den başlayarak %70 ve daha sonra %90 oranında ayrıntılı altyazı istenmiş, ticari
yayıncılardan da aynı yıllar içerisinde %45-65-75 oranında ayrıntılı altyazı talep
edilmiş ve %75 oranında işaret dili ve sesli betimleme gerçekleştirilmiştir. Bu örnekleri
çoğaltabiliriz ama genel tablo ortada. Ülkeler artan oranlarda engellilere erişim
sağlamış ve böylece farklı profillerdeki vatandaşlarına hizmet götürebilmiştir.


Görsel-işitsel çeviri kapsamında, bu gibi çalışmaların ve araştırmaların artmasının önemli bir nedeni de, dünyada, özellikle de güncel siyasi platformlarda bir takım gelişmelerin yaşanmasıdır. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nde (13 Aralık 2006) ve 15 Kasım 2010 tarihinde yürürlüğe giren AB Engellilik Stratejisi gibi uluslararası belgelerde, engelli kişilerin de eşit fırsatlar çerçevesinde topluma ve ekonomiye katılım hakkı olması gerektiği açıkça belirtilmiştir.


Yukarıda belirtilen ve alanda çok önemli bir gelişme olarak görülen Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 13 Aralık 2006 tarihli ve A/RES/61/106 tarihli kararıyla kabul edilmiş ve 3 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.


Türkiye, Sözleşme`yi 30 Mart 2007 tarihinde imzalamıştır. Sözleşme’nin onaylanması 3 Aralık2008 tarih ve 5825 sayılı Kanun’la uygun bulunmuştur ve Sözleşme Türkiye bakımından, 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

11 Kasım 2007’de yürürlüğe giren AB Yönetmeliği (Directive 2007/65/EC) ve 10 Mart 2010’da yürürlüğe giren Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi’nde de medya erişimi konuları vurgulanmıştır. 2007 tarihli Yönetmeliğin 64’üncü maddesinde engelli kişilerin sosyal ve kültürel hayata katılımlarını sağlamak için erişilebilir medya hizmetleri sunulması konusu, yasal olarak zorunlu
hâle getirilmiştir.


Bu gibi gelişmeler ışığında, ülkemizde benzer girişimlerin ve bu konuya eğilen çalışmaların yapılması önem kazanmaktadır. Bu çalışmalara güncel bir örnek Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından 2018-2019 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. 2018 yılının son aylarında başlayan Sağırların, İşitme Engellilerin ve Görme Engellilerin Görsel-İşitsel Medya Hizmetlerine Erişiminin
İyileştirilmesi Çalıştayı, 15 Ocak 2019’da yapılan bir toplantıda sunulan sonuç bildirisi ile tamamlanmıştır.


Çalıştay sonuç bildirisi kitapçığında bu sürece neden girildiği şu şekilde açıklanmıştır:


Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 2011 yılında yürürlüğe giren 6112 sayılı
Kanun’un 37. maddesinde yer alan “Engellilerin ve yaşlıların yayın hizmetlerine ve
yeni teknolojilere erişimini kolaylaştırmak amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını teşvik
etmek.” hükmü ve 2016-2020 Stratejik Planında yer alan 1.5.4. numaralı “Dezavantajlı
birey ve grupların medya görünürlüklerinin arttırılması, sağlıklı temsillerinin oluşması
ve yayına erişim şartlarının iyileştirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak” faaliyeti ile
tanımlanan görevler kapsamında, Üst Kurul’un 21/06/2018 tarihli ve 2018/25 sayılı
toplantısında alınan 3 nolu karar ile görme ve işitme engellilerin medya hizmetlerine
erişimlerinin iyileştirilmesine yönelik bir yönetmelik çalışması yapılması yönünde karar
alınmıştır (RTÜK 2019).


RTÜK bu Çalıştay’a, alanında uzman elli altı kişiyi davet etmiştir. Çalıştay süresince paylaşılan bilgiler ve yürütülen çalışmalar sonucunda bir uzlaşı ortamı sağlanmış, gerek Çalıştay’a ev sahipliği yapan RTÜK çalışanları, gerekse katılımcılar, sonuç bildirisinden de anlaşılacağı üzere, medya hizmetlerine erişim konusunda gelişmelerin gerekliliği konusunda anlaşmışlardır. RTÜK üyesi ve Çalıştay Koordinatörü Sayın Nurullah Öztürk, Çalıştay kitapçığının önsözünde, konunun önemine ve kapsamına ilişkin sözlerinde, Türkiye’de erişim ile ilgili sorunun temeline inmiştir:


TÜİK tarafından 2002 yılında gerçekleştirilen Türkiye Özürlüler Araştırması verilerine
göre engelli vatandaşlarımız ülke nüfusunun yaklaşık yüzde on üçünü oluşturmaktadır.
Bunların içinde görme ve işitme engelli vatandaşlarımız, iletişim çağı olarak da
adlandırılan günümüzde, temel haklardan olan iletişim hakkına erişimde son derece
kısıtlı imkânlara sahiptir.


Dönemin RTÜK Başkanı Prof. Dr. Sayın İlhan Yerlikaya, RTÜK açısından sürecin tarihçesini şu şekilde betimlemiştir:


Ülke olarak 2008 yılında imzaladığımız Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nde,
“Taraf devletler, engellilerin tüm iletişim araçlarını tercihlerine bağlı olarak kullanabilmesi,
bilgi ve fikirleri araştırma, alma ve verme özgürlüğü dâhil düşünce ve ifade özgürlüğünden
diğerleriyle eşit bir şekilde yararlanabilmesi için uygun tüm tedbirleri almalıdır.” hükmü yer
almaktadır. Dolayısıyla RTÜK ve tüm medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar bu maddenin
muhatabı durumundadır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, engellilerin yayın hizmetlerine
erişimlerinin iyileştirilmesi için önemli adımlar atmıştır ve atmaya devam etmektedir. […]
Üst Kurulumuz, 2016 - 2020 Stratejik Planına “Dezavantajlı birey ve grupların medya
görünürlüklerinin arttırılması, sağlıklı temsillerinin oluşması ve yayına erişim şartlarının
iyileştirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak” faaliyetini ekleyerek, gerekli yönetmelik
çalışmalarına temel oluşturacak bir çalıştay kararı almıştır.


Yukarıda verilen bilgiler ışığında da anlaşılacağı üzere, ilgili tüm tarafların da kayıtsız şartsız kabul ettiği gibi, engelsiz erişim, yaygınlaştırılması amaçlanan ve ancak nitelikli bir biçimde uygulandığı durumda amacına ulaşabilecek bir girişimdir. Söz konusu GİMEK Çalıştayı bu amaçla düzenlenmektedir.

GİMEK sayfasına erişmek için; https://www.gimek.net/

Sayfa Görüntüleme : 8265